COVİD-19,  BİR BİYOLOJİK SİLAH MI,  İLAHİ BİR İKAZ MI 

Bilindiği üzere Ülkemiz Ortadoğu,  Balkanlar ve Kafkaslarda çevrili dünyanın en stratejik noktasındadır.
Tarihten bu yana düşman saldırıları,  doğal afetler (Deprem, sel, toprak kayması,  kaya düşmesi,  çığ  gibi) ve büyük yangınlarla mücadele etmiş,  bunlara terör saldırıları, salgın hastalıklarda eklenerek bugünlere gelinmiştir.
Bu makaleyi yazmamdaki maksat, COVİD-19' un bir biyolojik silah mı yoksa İlahi bir ikaz mı olduğunu sizlerle paylaşmaktır.
 

Günümüzdeki savaşlar artık sadece cephede yapılmıyor. Sivil halkta hedef alınıyor. Saldırı yada savunma amacıyla yapılan tüm savaş silahlarına karşı,  bir takım önleyici tedbirlerin alınması açısından bu silahların bilinmesi de önem arzetmektedir.
 

Günümüzde bazı ülkelerde mevcut bulunan NBC (Nükleer,  Biyolojik ve Kimyasal) silahların yanısıra, istenildiği zaman yağmur,  kar, dolu vs.) yağdıran Meteorolojik Silahlar, ses, titreşim ve ışıkların faydalanarak yapılan Elektronik ve Kozmik Silahlar ile gün geçtikçe daha da geliştirilen İnternet üzerinden Siber saldırı uygulamaları, ayrıca Asimetrik Savaş uygulamaları ve nihayet Psikolojik Silahların  ön plana çıktığını görüyoruz. 
Ama şu an, Dünyayı ve Ülkemizi yakından ilgilendiren en önemli konulardan biri Biyolojik ve Psikolojik Silahlardır.
Kesin olmamasına rağmen tüm dünyayı etkileyen COVİD-19 virüsünün " Bilimsel ve politik gelişmeler sayesinde, uluslararası politikaların bir güç gösterisi için, araç olarak kullanılabileceği " uzmanlar tarafından söylenmektedir. 
 

Herkesin bildiği ya da duyduğu bazı Biyolojik Savaş Silahlarını da bilmemiz de yarar vardır. 
Şarbon hastalığı,  Malta Humması,  Tifo, Veba, Kolera, Çiçek hastalığı,  Sıtma,  Ruam hastalığı, Domuz gribi, Rus gribi, Çin gribi, Kuş gribi . Diğerlerini duymadığımız yabancı terimler olduğu için buraya yazmadım. 
Biyolojik Silahların üretimi,  sınırlandırılması,  depolanması ve imhası ile ilgili bir çok kez toplantı ve anlaşmalar yapılmış olmasına rağmen,  bugün 17 ülkenin aktif olarak Biyolojik Silah ürettiği yada programına aldığı yine uzmanları tarafından değerlendirilmektedir. Nedeni ise diğer silahlara göre daha ucuz ve üretimi kolay, etki alanının geniş olmasındandır.
 

Cenabı Allah c.c. Şura 30. ncu Ayeti Kerime sinde :
" Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunuz affeder." buyurmaktadir. 
 

Tegabun Suresi 11. nci ayette de: " Allahın izni olmayınca hiç bir musibet isabet etmez.  Her kimde Allaha iman ederse, onun kalbine hidayet verir. " diye buyurur Cenabı Allah, 
İnsanın ruh ve beden sağlığının korunması için de zararlı olan şeyleri yasaklamıştır.
Yunus Suresi 100. Ayette de "...........Allah pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır. " 
Diyerek, düşünmemizi ve aklımızı kullanmamızı istemektedir.
 

"ÖLÜMDEN BAŞKA HER DERDİN DEVASI VARDIR"
 

Peygamberimiz s.a.v. sadece dini kuralları tebliğ etmemiş,  aynı zamanda sosyal hayatımıza da şekil vermiştir. 
" Bir yerde bulaşıcı hastalık ortaya çıktığını duyduğunuz zaman oraya gitmeyiniz. Bulunduğunuz yerde bulaşıcı hastalık ortaya çıkarsa, oradan da çıkmayınız " Hadisi Şerifi ile bizlere, ilk defa karantina usüllerini göstermiştir. Ayrıca " Ölümden başka her derdin devasa vardır" Diyerek bilim adamlarına da yol göstermiştir. 
Henüz kesin bir sonuç olmasada, COVİD-19'un, bir Biyolojik Silah olduğu değerlendirilmektedir. Günü geldiğinde de Allahın izniyle yok olacaktır. Bizlere düşen Devletimizin aldığı bilimsel tedbirlere uyarak, birer imtihan vesilesi olduğuna inandığımız tüm bela ve musibetlere karşı Allah'tan af dileyerek, aklımızın ve Yüreğimizin sesini de dinleyerek psikolojimizi yüksek tutmamızdır.
 

Sosyal Medyada yayınlanan moral bozucu Psikolojik Silah ile insanlara korku vererek, beyinleri kontrol altına almaya çalışanlara  itibar etmeyerek,  bu psikolojik savaşı etkisiz hale getirebiliriz.
Sözü burda yorumsuz olarak Allahın yüce kelamı Kur'anı Kerimin ayetleri ne bırakıyorum. 
AF DİLEMEK,  TEVBE ETMEK, BELAYI KALDIRIR MI
 

" Bir de Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra ona tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzel bir şekil de faydalandırsın ve her Fazilet sahibine kendi lütfunu versin. Eğer yüz çevirirseniz muhakkak ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım." 
( Hud: 3 )
 

" Sen onların içlerinde bulunduğun müddetçe,  Allah onları azaba uğratmayacaktır. Onlar bağışlanmalarını dilerken,  Allah onlara azab etmez." ( Enfal: 33 )
 

" Görmüyorlar mı ki gerçekten onlar her yıl,  bir yada iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar." ( Tevbe 126)
 

" Eğer Allah insanları yaptıkları günahlar yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı,  yeryüzünde tek bir canlı bile bırakmazdı. Fakat Allah belirlenmiş bir vakte kadar onlara süre tanıyor.  Vadeleri dolunca gerekeni yapacaktır. Allah kullarına hakkıyla görmektedir. " ( Fatir 45 )
 

Bugün dünya genelinde Allah'ı inkar ve zulüm çoğalmıştır. Allah her türlü bela ve musibetlerden ülkemizi korusun.
 

Allah, güneşi, ayı,  yıldızları,  koskoca Kainati ve gözle görülmeyen virusleri görmek,  bilmek değil,  onların arkasındaki O  muazzam gücün idrakını yaşayan, Şükür eden ,  hamdeden kullarından olmamızı nasip etsin. 
Aklını kullanarak COVİD-19 Virüsüne karşı önleyici aşıları bularak insanlığı bu beladan kurtarmaya çalışan bilim adamlarına ve ön cephede savaşan sağlık çalışanlarına Selam olsun.
 

Sonuç olarak COVİD-19'un bir Biyolojik silah olup, olmadığını uzmanlarına,  İlahi ikaz olup olmadığını da gerçek din adamlarına bırakıyorum. 

Yalçın KARTAL
Emekli İl Sivil Savunma Müdürü

KAYNAK: 
1. Kur'anı Kerim
2. Hadisi Şerifler
3. Sivil Savunma Ders Notları

Ad Soyad(*) Mail Telefon Mesajınız(*) IP Adresiniz 18.191.13.255

Güvenlik kodu

  M.Oguz Kutlu

Yalcın bu makale güzel ve faydalı bir derleme olmuş. Tebrik eder devamını dilerim.

  COŞKUN GENÇ

Kutlarım, şahsen benimde katıldığım fikirler doğrultusunda, ilmin ışığında, ama sorgulayan bir yazı. Öyle ya sorgulamayan beyin cahildir. Peygamberimize ilk sözü Oku, oku ilim et bağnaz kalma, kutsal dinimizi birilerinin bağnaz kalıplarına, amaçlarına bırakma, Kuranımızı çağın gelişmelerine ve zamana göre ilmin ışığında tekrar oku... Ne mutlu sizin gibi insanlara, dostlara sahip olanlara. Uzaklıklar gönüllerdekini perçinleştiriyor. Selamlar, saygılar